29ekim

TÜRKİYE’DE KUYUMCULUK




Dünyada altın üretiminin geçmişi MÖ 4000 yıllarına kadar uzanıyor. Anadolu’nun altın işleme geçmişi ise MÖ 3000’li yıllara dayanıyor. Alacahöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda 5.000 yıllık kuyumcu atölyesi ve el aletleri bulunmuştur. 
Lidya Krallığının Kralı Karun, MÖ 630’da para basmak amacıyla Ege’de dünyanın ilk rafineri ve darphanesini kurdu. Böylece Lidya, yeryüzünde para kullanan ilk uygarlık oldu.

Türkler tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış ve birçok devlet kurmuşlardır. Altın eski büyük Türk devletlerinde çok önem taşımaktaydı. Altın devletin gücünü zenginliğini ve varlığını göstermesinin yanı sıra halk arasında gelenek ve görenek açısından da değerini sürdürmekteydi.


Osmanlılarda altın takı üretiminin ivme kazanması, Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethetmesinin ardından kente bu sanatta ustalıklarıyla bilinen Ermeni vatandaşları şehire yerleştirmesiyle başladı. Osmanlı devleti önemli ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle ekonomi ve para düzeni önem taşıyordu. İstanbul’da altın takı üretimi 1467 yılında kurulan dünyanın ilk kapalı alışveriş merkezi ve günümüzde en önemli merkezlerden biri olan Kapalıçarşı etrafında yoğunlaştı. Kapalıçarşı denilince kuyumcu mağazaları ve kuyumculukla uğraşan atölyeler akla gelmektedir. Atölyeler genelde Kapalıçarşı çevresinde dağınık olarak varlıklarını sürdürmektedir.Türkiye’de kuyumculuk , Altın madenin ,el sanatı ile birleştirilip, ortaya kişiye özgü takıları sunan, el emeğini ve göz nurunu ürünlerine yansıtan, tecrübeli ustalarımızın yanında, teknolojiyi takip eden seri üretim yapan büyük fabrikalara da sahip bir konumda bulunmaktadır. Bunun yanında  Altın piyasasında kurumsallaşma ve piyasayı geliştirme çabaları sonucunda en önemli gelişmelerden biri ise İstanbul Altın Borsasının kurulmasıdır. Bu yapı ile birlikte Türkiye kuyumculuğu uluslararası bir boyut kazanmıştır.

İHRACATIN GELİŞMESİ
Türkiye’de kuyumculuk sanayii, 1983 yılında ihracat yasağının kaldırılmasından sonra ihracata başladı. Bu dönemde hâlâ külçe altın ithalatına izin verilmiyordu. Külçe altın ithalatı konusunda TC Merkez Bankası’na ancak 1985 yılında izin verildi. 1989’da Merkez Bankası kuyumculuk sektörünün materyal maliyetini dünyadaki diğer kuyum üreticileriyle aynı seviyeye getirmek amacıyla altın pazarını oluşturdu. Bu liberalleşmenin ardından Dünya Altın Konseyi WGC (World Gold Council) İstanbul’da ofis açtı.

 

Bu gelişimin ardından, 1995 yılında Altın Borsası kuruldu. Aynı yıl külçe altın ithalat yetkisi Merkez Bankası tekelinden alınıp borsaya üye özel sektör temsilcilerine verildi. Bu girişimler kuyumculuk sanayinin altını dünya fiyatlarına alabilmesine imkân sağladı. Sonraki yıl, kanunlarda yapılan değişiklikle bankalara altın işleri (altın depozito hesapları, yurtdışından altın kredisi getirip arz edilmesi) yapma yetkisi verildi.

Olumlu ekonomik koşullar, desteklenen reklamlar ve göreli olarak sabit kalan fiyatlar 2005 yılında yaşanan talebin geçen yılın aynı dönemine göre, tonaj bazında %15 dolar bazında ise, %24 artış göstermesini sağladı.